Ballantine’s 12

Ballantine’s 12 parfümsü bir burna sahip. Limon çiçekleri ve manolya gibi ferah kokan çiçeklerin insanı mutlu eden tazeleyici aromaları var. Petrikor olarak bilinen, yağmur sonrası toprak kokusu. Hafif bir burun. Maalesef bir iki damla su eklendiğinde bile bu güzelim aromaların pek çoğu uçup gidiyor. Keza fazla havalandırmak da bu viski için iyi bir fikir değil.

Damakta vanilya ve tarçın ilk etapta aldığım güzel aromalar oldu. Kuru üzüm ve yeşil elmanın hoş birlikteliği mevcut. Limon ve greyfurt gibi sert aromalı turunçgiller yine hissediliyor. İlk nefeste gelen baharat aromaları bu kez bal ile kombine acı tatlar sundu. Karanfil ve yeni bahar. Damaktaki aromaların hiç biri diğerine baskın değil ama tüm aromalar hissedilir bir alkol bazı üzerinde yükseliyor ki bu çok tercih ettiğimiz bir şey değil.

Her güzel şeyin maalesef bir sonu var. O naif burun ve damak sonrası kısacık bir bitiş ile karşılaşıyoruz. Hiç olmadı. Fındık ve lavanta. İlk nefes ile beraber limonlu su gibi bir tat kalıyor. Ballantine’s 12 damakta ve burunda taşıdığı baharat aromaları ve özellikle vanilya rayihası ile bitişte arzu ettiğimiz odunsu kokuları da sunabilir diye umut etmiştim. Maalesef eser yok.

Damağı ve kokusu için olumlu hissiyatım mevcut. Serin yaz akşamlarında rahatlıkla içilebilecek bir viski. En genci 12 yaşında olan viskileri harmanlayarak bu kadar kısa bitiş elde etmek de ayrı bir başarı.

Defterimden Notlar
Bazı parfümler vardır, kokusuna aşinasınızdır ama artık güncelliğini kaybetmiştir. Buna rağmen kendince bir saygınlığı da vardır. İngilizce old school dediğimiz, eski moda demeye de dilim varmıyor ama Old Spice, Pino, Fahrenheit hatta Pasha dersem anlaşılır sanırım. İşte Ballantine’s 12 bir parfüm olsa bu gruba dahil olurdu… Klasik ama “her dem taze” değil yani…