Julio Cortazar’ın aynı isimdeki romanından alır ismini bu viski.
La Noche Bocca Arriba
Özetle şu soruyu sorar Cortazar: Ya rüyalarımız gerçek ise? Gerçek nedir? Rüya nedir?
Her ikisi de gerçek olabilir mi? Ya da her ikisi de rüya olabilir mi?
Biraz Matrix biraz da Inception hikayesi gibi…
C.G.Jung’a göre rüyalar, ruhun derinliklerinde var olanların, ruha açtıkları küçük ve gizli birer kapıdır. Rüyaları, ilahi bir ses olarak kabul eder. Kişinin ne olmak istediğinden çok ne olduğu ile ilgilidir. Yani hayal ettiğinden çok olduğun kişi ile ilgilenir Jung.
Yine de olmak istediğin kişinin rüyalarda saklı olduğunu söyler. Olmak istediğin kişi olduğunda rüya gerçek olur ya da sen gerçek sandığın bir rüyadasındır.
Ya olduğun gibi görünmelisin ya da göründüğün gibi olmalısın ikilemine farklı bir bakıştır bu.
Aynı anda hem olduğun hem de göründüğün kişi gibi olabilme erdemidir.-
Bruichladdich La Nocche Bocca Arriba böyle bir kapı açtı.
Jim Morrison’un çok etkilendiği Huxley’nin Algı’nın Kapıları isimli eserinde dediği gibi:
Hayatta ya tozu dumana katarsın, ya da tozu dumanı yutarsın. İyi çalışan, sık gülen ve çok seven başarıyı elde eder.
İnsanın tüm evrende kesin olarak düzeltebileceği tek bir şey vardır. Kendisi!
Kendimize!