Dino

19. ve 20. yüzyılın başlarında Yeni Dünya’ya iyimser hayallerle gelen aşağı yukarı 34 milyon Avrupalı göçmen aileden birisi de İtalyan Crocetti ailesidir. Milyonlarca göçmen ailesi gibi söylemeye gerek yok ki daha refah bir yaşam ve daha özgürlükçü bir yaşam tarzı için Amerika Birleşik Devletlerine gelen bu ailelerin çoğunluğu hayal ettiklerinin aksine her şeyi tırnaklarıyla kazıyarak elde etmek zorunda kalmışlar. Crocetti ailesinin 1917 yılında doğan oğulları Dino da bu fakir ve zorlu mücadelenin içinde bulmuş kendisini. Onun hikayesi başlangıcından bitimine dalgalı, kâh göklerde, kâh diplerde bir hayat hikayesidir aslında ancak çoğumuz onu hep gülümseyerek hatırlarız.

Ohio’da yerleşik Crocetti ailesi evde sadece İtalyanca konuşmaktadır. Dino, 5 yaşına kadar evde sadece İtalyanca konuşulduğu için İngilizce öğrenemez. Okula başladığı ilk gün dilini bilmediği ama vatandaşı olduğu bir ülkede yaşamanın ilk zorluğuyla karşılaşır. Liseye kadar “kırık İngilizcesi” hep alay konusu olur. Lisede defalarca disiplin kuruluna sevk edilir ve nihayetinde okuldan atılır. Ailesinin özgürlükler ülkesi hayaliyle geldiği Amerika Birleşik Devletlerin’de, dini ayrımcılık, zor çalışma şartları, içki satışının yasak olması gibi gerçeklerle erken yaşta karşılaşır. Belki de bu nedenle pek çok göçmen ailenin buraya gelmesine sebep olan ikinci özleme yani daha müreffeh bir yaşam hayaline sarılır. Yasadışı bir kumarhanede krupiye olarak çalışmaya başlar. Çok iyi para kazanır bu dönemde. Ara ara bu kumarhanede sahne alır, şarkı söyler. Her ne kadar kendisinin şarkıcı olmak gibi bir hayali olmasa da çevresindeki herkes onu şarkı söylemesi için cesaretlendirir.

Bir yandan bu kumarhanede çalışmaya devam ederken, diğer yandan akşamları geç saatlerde bir başka barda sahne almaya başlar. Çok klişe anack 1930’ların Amerikasında yaşayan hemen hemen her genç İtalyan göçmen gibi boks ile ilgilenir. Crocetti soyadına atıfla ve boksun kroşe yumruğuna vurgu yapan Kid Crochet lakabı ile çok da başarılı olur.

Boks, sahne ve krupiyeliğin devam ettiği bu dönemde sahne adını dönemin ünlü opera sanatçısı Nino Martini’den esinlenerek Dino Martini olarak değiştirir. Daha sonraları tanıştığı yapımcı Sammy Watkins bu ismi Dean Martin’e çevirir ama o aile arasında ve yakın çevresinde hep Dino olarak kalır.

Dean Martin, bir ropörtajında şöyle demiş: “Ben hiçbir zaman eğlence sektöründe olmak istemedim ama hayatı eğlenerek geçirme isteğim hep vardı”.

Jerry Lewis ile tanıştıkları gün her şeyin eğlenceli tarafını görme yeteneğinin kendisine çok yardımcı olduğunu söyler. İkili bir araya geldiğinde güzel bir enerji yakalarlar.  Bunun en temel sebebi; Dino’nun içindeki komedyeni keşfetmiş olmasıdır. 10 sene süren birliktelikleri boyunca sahnede fırtına gibi eserler. Dino senaryo gereği sahneye hep sarhoş çıkar. Hatta kendisi sahneye çağrılırken şöyle anons edilirmiş: “Hanımlar Beyler! Doğrudan bardan servis edilen muhteşem Dean Martin!” Sahneye hafif yalpalayarak, elinde viski bardağı ve hiç sönmeyen sigarasıyla gelen Dean Martin doğal espri kabiliyetiyle şovu başlatır ve sonrasında seyirciyi mest eden Jerry Lewis ile karşılıklı tüluat, kahkaha tufanı…
İkilinin yolları 10 senenin sonunda ayrılır ve 20 sene boyunca konuşmazlar. Ayrılıklarının temelinde Jerry’nin çok ön plana çıkması ve Dino’nun çok geride kalması olduğu söylenir ama muhtemelen daha derin bir yara vardır. İkisi de o yarayı hiç ama hiç açmazlar… Yıllar sonra Jerry Lewis için hazırlanmış bir programa katılır Dean Martin. Sanki dün ayrılmış gibi samimiyetle komuşurlar, kucaklaşırlar. Program sonrası yine hiç konuşmadıkları söylenir.

Medyada Dino için çizilen portre tam da böyledir: Bıçkın İtalyan delikanlısı, zor şartlarda yetişmiş ancak komik. Yakışıklı, çapkın ve alkolik. Kadınların kalbini kırmaktan çekinmeyen hercai bir maço. Mafya dünyasının en sevdiği isim Frank Sinatra’nın en yakın arkadaşlarından biri. Üstelik birlikte viski içmeye de bayılıyorlar.
O dönem herkesin öğrenmeye çalıştığı, Dean Martin hakkında en çok merak ettiği konulardan biri de, Dean Martin’in alkol bağımlılığı var mı? sorusunun cevabıdır. Gerçekten bu kadar çok içiyor mu? Sahnede hep rol mü yapıyor? Sabahlara kadar durmaksızın içtiği doğru mu?
Yaratılan resmin bütününde, bu karakterin gerçekten sert içici olmasının itirafını duymak peşindedir herkes.

Dean Martin bu tip sorulara genellikle hep aynı cevabı vermiş: “Evet alkol kullanıyorum ama muhtemelen siz benden daha fazla içiyorsunuzdur”. Las Vegas’da sahne aldığı günlere atıfla; öğlenleri bir bira, akşam yemeğinde bir kadeh şarap ve akşamları sahne sonrası bazı geceler 3-4 viski içtiğini söyler. [Şunu söylemek lazım ki; bu rutini haftanın altı günü devam ettirdiğini kabul edersek, erkekler için tavsiye edilen haftalık üst sınır olan 14 unite alkol tüketiminin yaklaşık 3 katını tükettiğini söyleyebiliriz.]

Jerry Lewis, beraber sahne aldıkları 10 yıl boyunca, iş başında içtiğini hiç görmediğini ve sahnede elinde taşıdığı kadehin elma suyu ile dolu olduğunda ısrarcıdır. Dean Martin’in çocukları da aynı şeyi söylerler. Sahnede Dean Martin sadece elma suyu içer. Evde arkadaşlarıyla içmeyi çok sever ama çocuklar babalarını hiç sarhoş görmediklerini söylerler. Yıllarca Las Vegas’ta Dean Martin ile aynı kulüpte çalışmış pek çok kişi, Jerry Lewis’in hikayesini doğrular. Dean sahnede asla gerçek içki içmez!

Sahnede çakırkeyf tavırları ile şarkı söylemesinin, komedyen kimliğini ortaya koymasına (daha rahat espri yapabilmesine) izin verdiği gerçeğinden yola çıkarak pek çokları için bu “çakırkeyflik” sahne şovunun bir parçasıdır. Sahneye elinde bir kadeh içki ve sigara ile çıkıp, saçmalamadan, kaybolmadan yıllarca başarıyla sürdürülmüş bir performansın mimarıdır. Dino’nun deyimiyle, bu performansı sürdürebilmek için en azından sağ yarısının sürekli ayık olması gerekir…

40 yıllık dostu Frank Sinatra ise şöyle söyler: “Eğer alkol içme olimpiyat takımı kurulacak olsaydı Dino o takımın baş antrenörü olurdu”

Jerry Lewis ile yollarını ayırdıktan sonra bir süre tek başına sahne alır. Ancak daha sonra Frank Sinatra ve Sammy Davis Jr ile birlikte 1960’lı yıllarda ikinci yükseliş zamanını yaşayan Rat Pack grubunda yer alır. Rat Pack döneminde Sammy Davis Jr ve Sinatra ile “suç ortağı” olarak görür kendisini. Sahnede içmezler ama bazı akşamlar kişi başı iki şişe viski içtiklerini de aktarırlar. Hatta Dino bu geceleri anlatırken sürekli içmenin artık rutinleştiğinden de bahisle şöyle der: “Viski içtiğim söyleniyor. Doğru değil!. Artık viski içmiyorum. Viskiyi dondurup şeker taneleri gibi yemek daha iyi geliyor.”

Dino & Viski

Frank Sinatra hayatı boyunca Jack Daniel’s hayranıydı. Jack Daniel’s Old No7 ve Sinatra birbirinden ayrı düşünülemeyen iki büyük ikon. Nitekim Frank Sinatra öldüğünde yanına bir şişe Jack Daniels Old No 7 ve bir paket de Camel bırakılır. Sinatra’nın kendi tarifi şöyledir. Bir duble Jack Daniel’s, biraz su ve üç küçük buz. Ben bu tip tariflere “sulu sepken viski kokteyli” diyorum.  Dean Martin’in en sevdiği viski önce White & MacKay sonraları J&B Rare’dir. Soda ile karıştırmaktan hoşlanırmış.

Buna rağmen o yıllarda Gentleman Jack üretiliyor olsaydı ben Dean Martin’e çok yakışacağını düşünürüm. Düşünsenize aynı masada Sinatra ve Dean. Biri Jack Daniel’s Old No7 diğeri Gentleman Jack içiyor. Yaratılan, yaşanan ve yansıtılan iki farklı karakteri bundan daha iyi simgeleştirmek mümkün olamazdı sanırım.

1987 yılında Dean Martin oğlu Dean Paul Martin Jr’ı trajik bir uçak kazasında kaybeder.
Frank Sinatra ve Jerry Lewis o günden sonra Dino’ nun aynı adam olmadığını konusunda hemfikirdirler. Jerry Lewis’in beyanına bakacak olursak, o gün uzun yıllardır konuşmadığı eski dostu kendisini arar ve oğlunun ölüm haberini verir. Telefonda aralarında geçen konuşmayı şöyle özetler Lewis: “Hayatta gerçek anlamda iki sırdaşım oldu. Biri oğlum diğeri de sensin Jerry. Oğlumu kaybettim seni de kaybetmeyi kaldıramam.”

Yakın çevresi, oğlunu kaybetmesinden sonra elma suyunun viskiyle yer değiştirdiği konusunda mutlak mutabakata varmış durumda. Dino, 1993 yılına kadar geçen 7 seneyi alkol seviyesi gerçekten yüksek yıllar olarak yaşar. 1993 yılında akciğer kanseri teşhisi alır. Hastalıktan kurtulması için operasyon olması teklif edilir ama reddeder.
İki sene sonra 1995 yılının Noel günü 25 Aralık’da aramızdan ayrılır.

Dean Martin için biçilebilecek pek çok kıyafet olabilir. Çapkın, maço, playboy, baba, şovmen… Hatta hiç haketmediğini düşünsem de alkolik kıyafetini de biçenler vardır Dino için…
Oysa Dino’ya hangi kıyafeti biçerseniz biçin, O’nun taşıdığı tek kıyafet; Centilmenlik kostümüdür.

Bugün 25. Aralık.2020. Dino Paul Crocetti 25 yıl önce bugün aramızdan ayrıldı. Tüm kadehler, sahnelerin kadife sesli baritonu ve gerçek bir Centilmen için kalksın…
Huzur içinde uyu Dino!

When marimba rhythms start to play
Dance with me, make me sway
Like a lazy ocean hugs the shore
Hold me close, sway me more