Laphroaig Quarter Cask

Bazı viskileri ilk kez kokladığımda beynimde bir şimşek çakıyor.
Kendi kendime şöyle diyorum: Kapat gözlerini ve bu harika kokunun seni alıp götürmesine izin ver. Kokuyu tarif etmek yerine onu ete kemiğe büründür, içine çektiğin kokunun resmini çiz. Onu ancak böyle ölümsüzleştirebilirsin.
Hadi gelin beraber bir fotograf çekelim, birlikte kokunun resmini çizelim.

Çok rutubetli bir odada, üzerinizde motosiklet kullanırken giyilen kalın deri mont olduğu halde, odun kömürü ile mangal yaktığınızı ve mangalın üzerinde biber közlediğinizi düşünün. Duvarda asılı büyük ecza dolabı yere düşmüş, paramparça olmuş.
İçindeki tüm tendürdiyot, oksijenli su ve amonyak içeren şişelerin kırıldığını hayal edin. İşte Laphroaig Quarter Cask o anda alabileceğiniz tüm kokuların bütününü içeriyor.
Çok mu abartılı oldu? Olsun!
Bu kokuyu ancak abartarak beynimize kazımak mümkün.

İs ve közlenmiş biber gibi füme nebati tatlar var. Tuzlu aromalara eşlik eden armut, elma gibi meyvelerin meşe ile birlikteliği leziz. 48%abv alkol oranı damakta hissediliyor. İlk nefesle birlikte gelen tütün ve kestane aromaları, ecza kokuları ile harmanlanıyor. Sıvı ağzınızda döndükçe küflü peynir (rutubet) ve köz aromaları patlıyor.

Bitişte meşe ve duman… Sonra ilk nefesle birlikte katran ve deri aromaları… Uzun ve yoğun…

Bizzat Laphroaig’i üretenler söylediği için ben de çekinmeden yazabiliyorum. “Ya seversin ya da nefret edersin.” Bence de arası yok.
Çok dengeli, çok tutarlı ve üst düzey kaliteli bir viski olmuş. Bunlar Laphroaig Quarter Cask’i sevmek için yeter sebep olmayabilir. Quarter Cask görece küçük fıçılarda olgunlaştırıldığı için standart Laphroaig 10’a kıyasla meşeden gelen aromaları daha yoğun hissetiriyor. Ben bunu çok özel bir ayrıcalık olarak tanımlıyorum. Ne kadar küçük fıçı o kadar yoğun meşe lezzetleri. Tabi küçük hacimli fıçı kullanmak lojistik olarak masrafların artması anlamına geliyor. Gül ve diken ikilemi.

Defterimden Notlar

Herkes için bir Laphroaig mutlaka vardır. Çünkü;

Herkesin
Bir umudu vardır,
Bir savaşı,
Bir kaybedişi,
Bir acısı,
Bir yalnızlığı,
Bir hüznü…
Çünkü herkesin bir gideni vardır,
İçinden bir türlü uğurlayamadığı…

Turgut Uyar