Bugüne kadar kokladığım tüm Laphroaig sunumları içerisinde en güzel kokulara sahip Laphroaig sunumu hangisidir diye sorsanız muhtemelen sayacağım ilk üç içerisinde The 1815 Legacy Edition yer alır.
Bu kadar güzel turba rayihasına sahip başka bir Laphroaig hatırlamıyorum.
Laphroaig 10 Cask Strength de dahildir bu söylediğime.
Baharatlı rayihaları biraz ekşimsi, sanki sumak, tuz kokuları taşıyor. Tam ters köşede bu ekşimsi kokulara eşlik eden tarçın kokuları var. Havalandıkça güçlenen meyvemsi karakteri kuru üzüm ve ahududu kokuları veriyor. 48%abv seviyesinde. Bir kaç tatlı kaşığı su eklendiğinde koku dengesini kaybetti ama daha bol narenciye ve karamelize fındıksı notalar vermeye başladı.
Leziz ve ağız sulandırıcı. Damaktaki yağlı hissiyatını çok beğendim. Fındıksı ve pişmiş meyve lezzetlerine karışan turba lezzetleri kendisini gaz yağı ve kömür tadı ile belli ediyor. Bu kadar zıt karakterdeki lezzetleri keyifli hale getirebilmek gerçekten şaşırtıcı. Şarabi yönü belirgin ve zengin bir damağa sahip. Su ilavesi sonrası deri kokusu güçlendi. Yanmış portakal kabuğu ve karamelize turunç lezzetleri vermeye başladı. Asidik ve dik lezzetler. Daha önce hiç çam ağacının o iğne yapraklarından çiğnediniz mi? Reçineli, acı, buruk ve ağız buran yapraksı bir lezzete sahiptir. Çok benzer bir lezzet mevcut.
Daha içelim hey, daha içelim hey hey…
Laphroaig The 1815 Legacy Edition uzun ve fındıksı bitişe sahip. Krema gibi damağı sarıyor. Meşe tadı ve baharatlı tuzlu lezzetleri bana lakerdayı hatırlattı.
Laphroaig The 1815 Legacy Edition baş damıtımcı John Campbell’in iyi işlerinden biri olarak akıllarda kalacaktır. İlk dolum bourbon fıçılardan gelen yoğun baharatsı lezzetleri, daha sonra aktarıldığı Avrupa meşe fıçılardan geldiğini tahmin ettiğim pişmiş meyvemsi aromalarla gayet güzel dengelenmiş.
Tekrar alır mıyım? Elbette. Hem de bir kez değil bir kaç kez…