Orman meyvelerine eşlik eden baharatlı ve acımsı kokusunu ben beğendim. Bu güzel sert baharatlı kokuları taşıyan meşe kokusu da gayet uyumlu. Malt kokusu kendisini bisküvi rayihası ile belli ediyor. Havalandıkça açığa çıkan meyvemsi rayihalar orman meyvelerini daha da güçlendiriyor.
Hollanda’nın Zuidam damıtımevi üretimi olan Millstone 12 fındıksı aromalarla başlayan sonra portakal, talaş ve nihayetinde espresso gibi güçlü tatlarla devam eden iyi bir damağa sahip. Alkol tadı hissediliyor ama rahatsız edici bulmadım. Karabiber, kimyon ve tarçın gibi kapalı baharat tatları da sunuyor. Yeterince zaman verdiğinizde karamelize tatlı aromalar sunmaya başlayan Millstone 12 özellikle sherry karakterini de açığa vurmaya başlıyor.
Orta uzunluktaki bitişi meşe, kahve telvesi ve yine biberli baharatlı tatlar taşıyor. İlk nefes sonrası akçaağaç şurubu benzeri bir aroma bıraktı. Vanilya çok az ama bitişte kendisini dışa vuran bir diğer aroma oldu.
Hollandalıların medar-ı iftiharı olan Millstone 12 nev-i şahsına münhasır karakterli bir viski. Bir yerlerde İskoç aksanı ile konuşan Hollandalı tanımını okumuştum. Gerçekten de öyle. İskoç viskilerine benziyor ama kendisine ait bir aromaya da sahip. Millstone 12 ‘yi bir akşam yemeği sonrası dondurmalı irmik helvası ile eşleştirdim. Lezzet patlaması hala damağımdadır.
Defterimden Notlar
Amsterdam’da tren istasyonuna yakın bir dükkandan önce 5cc’lik numunesini satın almıştım. Sağ olsun dükkan sahibi: “eğer hemen denemek istersen sana kadehe koyup sunabilirim” demişti. Elimde bir kadeh Millstone sabah saat 10:00 civarı kanal kenarında tam bir kapaklık (wee-dram) keyfi yapmıştım. Ritüel gibi her Amsterdam’a gittiğimde aynı dükkana uğrar bir küçük numune alır orada açarım. Çok sevdiğim bu fotografı da o zaman çekmiştim.