Bir kumsalda deniz kıyısında ayakta durduğunuzu, rüzgarın taşıdığı iyot kokusunu derin derin içinize çekerken, cebinizdeki badem ve kaju fıstıklarını yediğinizi düşünün. Bu sırada tam arkanızda bir arkadaşınız mangal ateşini yakmış olsun. Rüzgarın taşıdığı iyot ve yosun kokularına karışan mangal kokusunu hayal edin. Ağzınızda tuzlu kuruyemişler. İşte Talisker böyle kokuyor.
Füme ve isli tatlara eşlik eden enfes bir meyvemsi aroma var. Mangalda pişirilmiş kayısı gibi bir tat damağı kaplıyor. Sıvı ağzımda döndükçe karamel, kahve ve iyodik tatlara eşlik eden belirgin bir deri tadı ve kokusu var. Kötü bir kombinasyon gibi gözükse de inanılmaz lezzetli ve iştah açıcı bulduğumu söylemeliyim. Derin bir nefes alınca yosun ve topraksı kokular ön plana geliyor. Bir dilim kepekli ekmeği dibi tutmuş güveç içinde gezdirip yediğimde aldığım yağlı ve yanık hissiyat var.
Bitişi orta uzunlukta. Ağaç, is ve kahve telvesinin asidik acımsı tadı ağzımda kalan ilk tatlar oldu. Derin bir nefes ile birlikte deri ve süet karışımı aromalar dönmeye başladı. Ben bu deri-süet kombinasyonunun büyük hayranı değilim ama bitişi de koku ve damak gibi kendi içinde çok dengeli.
Talisker 10 her viski sever için mutlaka denenmesi gereken içkilerden birisidir. İlk kez denediğinizde çok farklı açılımlar yakalamanıza yardımcı olacaktır. Turba ve isli dumanlı aromalar arasındaki farkı anlamak için referans viskinin Talisker 10 olduğunu söyleyebilirim. Kesinlikle nev-i şahsına münhasır.
Bittiği zaman stres yaratan viskiler arasında yer alır. Her daim elimin altında olmasını isterim. Büyük hayranıyım.